Kanser normal sağlıklı hücrenin genetiğinde oluşan kalıcı bir değişim ile başlar. Bu değişim çoğu zaman hücrenin ölümü ile sonuçlanır. Bazı faktörlerin etkisi ile hücre ölmez ve kontrolsüz çoğalabilme özelliği edinirse kanser süreci başlamış olur. Bu kanser gelişim süreci kişisel ve çevresel birçok özellik ile desteklenir. Kanserin birçok olası nedeni vardır ve çoğu zaman neden birden fazladır. Yaşlanma, genetik faktörler, tütün kullanımı, beslenme ve fiziksel aktivite gibi yaşam tarzı faktörleri; enfeksiyonların bazı türleri, radyasyon ve kimyasalların farklı çeşitlerine maruziyet gibi kanserin bilinen nedenleri vardır.
Kanserin temel nedeni herhangi bir nedenle genlerimizdeki değişiklikler olmasına rağmen, tüm kanserlerin küçük bir kısmı sadece genetik nedenlerle ortaya çıkmakta ve aile bireyleri arasında aktarılmaktadır. Çoğu kanser türü ebeveynlerimizden bizlere geçen genlerle bağlantılı değildir. Ailesel geçen kanserer genlerine bağlı kanserler tüm kanserlerin %10’undan azını oluşturur.
Sigara en iyi bilinen kanser nedenidir. Sigara akciğer kanserinin yanında ağız, burun, sinüsler, dudak, gırtlak, boğaz (yutak), yemek borusu, mesane, karaciğer, böbrek, pankreas, yumurtalık, rahim ağzı, mide, kalınbağırsak kanserleri ve lösemiye neden olmaktadır. Sigara tüm kanserlerin üçte birinden sorumludur.
Çoğu insan puro ya da yaprak sigarası içmenin sigara içmekten daha az tehlikeli olduğu görüşüne sahiptir. Oysaki boyutları fark etmeksizin bunları tüketmek sağlığınız için tehlikelidir. Tütün ürünlerini kullanmak sigara ile aynı kanser riskini taşır.
Pasif içicilik çevresel sigara dumanına maruz kalma ya da gönüllü olmayan içicilik şeklinde tanımlanmaktadır. Pasif içiciler, aktif sigara içenlerle aynı yoldan nikotin ve zararlı kimyasal maddeleri alırlar. Pasif şekilde ne kadar fazla sigara dumanı solursanız, vücudunuza giren zararlı kimyasalların miktarı da o kadar fazla olur.Sigara dumanına maruz kalma; çocuklarda lenfoma, lösemi ve beyin tümörleri; yetişkinlerde akciğer, gırtlak, yutak, burun sinüsleri, beyin, idrar kesesi, kalın bağırsak, mide ve meme kanserine neden olur.
Fizik aktivite yetersizliği ve kilo fazlalığı bilinen kanser nedenlerindendir. Aşırı kilolu olmak ya da şişmanlık bazı kanser türlerine yakalanma riskini arttırmaktadır. Bu kanser türleri arasında meme, kalın bağırsak, rahim, yemek borusu, pankreas ve böbrek kanserleri yer almaktadır.
Yetersiz ya da aşırı beslenme sağlığımızı riske eder. Ayrıca aşırı şeker tüketimi, artmış kırmızı et tüketimi, saklanmış et ürünleri, aşırı tuzlu yiyecekler (salamura yiyecekler,turşu) kömürde pişmiş ve yanık oluşmuş yiyeceklerle beslenme kanser riski içerir. Yaş sebze ve meyve tüketimi kanser riskini azaltır. Aşırı yağlı yemek hem kilo alınması hem de yiyeceklerin hazırlanışında oluşan polihidrokarbonlar nedeniyle kanser riski içerir. İnsanların ideal kilo aralığında olmaları önerilmektedir. Akdeniz tipi diyet ve beslenme kanser riskini düşürmektedir.
Radyasyon herhangi bir kaynaktan yüksek enerjili ışın yayılmasıdır. Ultraviyole kaynaklı radyasyon, elektromanyetik radyasyonun bir şeklidir. Ultraviyole kaynaklı radyasyon güneşten ve diğer cihazlardan kaynaklanır. Ultraviyolenin temel kaynağı güneştir. Ayrıca ultraviyole ışınları mor ötesi ışınlar veren elektrik lambası, fototerapi ve solaryum cihazlarından da kaynaklanır. Ultraviyole ışınları doğrudan cilt üzerinde DNA hasarı, güneş yanıkları ve cilt kanserlerinin gelişmesine yol açabilir. Yaşlanma, kırışıklık, sarkma, renk değişikliği ile ilişkilendirdiğimiz deri hasarlarının çoğu ultraviyole ışınları ile bağlantılıdır.
Radyasyon yüksek enerjili X ışını olarak bilinen insan vücudunu ve çevremizdeki hemen hemen her maddeyi delip geçebilen (kurşun hariç) ışınlardır. Radyasyon bugün enerji üretimi, tanı yada tedavi için tıpta kullanımı ile günlük hayatın içersin de yer almaktadır. İyonizen ışınlar hücrede kalıcı ve öldürücü hasar oluşturabilir. Radyasyon en iyi bilinen kanser nedenlerindendir.
Çevremiz doğal ya da cihazlarla üretilen radyofrekanslarla doludur. Kanser yapıcı etkileri çok tartışmaya açıktır. Son yılarda radyofrekansın yoğunluğunun hücresel değişime yol açabileceği düşünülmektedir.
Enfeksiyonlar kansere yol açabilir. Son zamanlarda, bazı virüsler, bakteriler ve parazitler çeşitli kanser tipleri için risk faktörleri olarak tanımlanmıştır.
Çevre kirlilliği hava içinde çok sayıda riskli kimyasal madde içerebilir. Gerek sanayi gerek maden kaynaklı hava kirliği kanser gelişimi için risk oluşturur.